Yazarlar

Etkin Mağaza Yönetimi Ve Çalışan Verimliliği


22 Temmuz 2011

Günümüzdeki ekonomik gelişmelerin paralelinde, perakende sektöründe faaliyet gösteren mağazaların, rekabetin artarak karlılığın azaldığı bir dönemde, sürdürülebilir bir başarıyı elde edebilmeleri için son derece verimli operasyonel faaliyetler içerisinde bulunmaları gerekmektedir. Özellikle son ekonomik krizle beraber büyümenin ve kalkınmanın yegane yolu, mevcut kaynakların etkin ve verimli bir şekilde kullanılmasıdır. Özellikle başta perakende sektörü olmak üzere sınırlı kar paylarıyla en düşük kaynak ile en fazla çıktıyı elde ederek, rekabeti sürdürebilmek, büyüyebilmek ve karlılıklarını arttırabilmek için mevcut kaynaklarını ne derecede etkili ve ölçülü kullandıklarını belirleyen “verimlilik” kavramı üzerinde önemle durmaları gerekmektedir.

Verimliliği etkileyen, finansmandan teknolojiye, üretimden pazarlamaya, enerjiden sermaye pek çok unsur bulunmakla beraber, perakende sektörünü kanaatimce en çok ilgilendiren verimlilik konusunun “Çalışan Verimliliği” (employee productivity) olduğunu söyleyebilirim. Özellikle günümüzde işletmelerin halen en yüksek gider kalemini oluşturan personel harcamaları özellikle bu alanda gerçekleştirilen faaliyetlerin verimlilik esası üzerine inşa edilerek planlanması gerekliliğini mecbur kılmaktadır. Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinin başında gelen perakende sektörünün temel yapı yaşları mağazalardır. Mağazalarımızın verimli bir şekilde yönetilmesi aynı zamanda hizmet ettiği kesime sağlayacağı kaliteli ve düşük maliyetli hizmeti, karlılık sonucu edeceği karlılığın çalışanlarıyla paylaşması dolayısıyla da ülke ekonomisine kazandıracağı katkılarla bir bütünlük içerisinde değerlendirmek gerekmektedir. Verimlilik bu sayede toplumsal ilerleme, sosyal gelişme, bireysel mutluluk ve yaşam standardının artmasıyla beraber ülkesel düzeyde ekonomik kalkınmanın temelini oluşturmaktadır.

Verimlilik nedir? Diye sorulduğunda bu kavramın aslında özellikle hizmet sektöründeki tanımı ve ölçümünün tahmin edilenden daha karmaşık olduğu konusuyla karşı karşıya gelmekteyiz. Verimliliğe evet, fakat verimlilik nedir diye sorulduğunda çok çeşitli tanımlarla karşı karşıya kalmaktayız.

Verimlilik:

•         Çok çalışmak mı?

•         Çok üretmek mi?

•         Hızlı çalışmak mı?

•         Dikkatli olmak  mı?

•         Karlılık mı?

•         Düşük maliyetle üretmek mi?

•         Kaliteli üretmek mi?

•         Zamanı iyi kullanmak mı? Acaba hangisi?

Bir şarküteri reyonundaki görevlinin verimliliği nasıl anlaşılır? Bir kasiyer görevlisinin verimlilik performansını nasıl tarif edersiniz? Ya da bir servis şoförünüzün verimliliği nasıl anlaşılır? Bunun gibi pek çok soruyla hizmet sektöründe faaliyet gösteren perakende formatların özellikle çalışan verimliliğini nasıl ölçebilirsiniz? Tanımlama ve ölçümleme sorunları başta olmak üzere pek çok konu, hizmet sektöründe en önemli kaynak olan insanın verimliliği üzerine yapılacak çalışmalarda bir hayli dikkatlice çalışmak gerektiğinin de önemini ortaya koymaktadır.

Perakende sektöründe verimlilik ölçülmek istendiğinde yaratılan “çıktı” ya da “katma değer” ile üretim ve hizmet faaliyetleri ile ilgili “girdi” miktarlarının bilinmesi gerekir. Suiçmez’e göre Verimlilik genel olarak; bir mal veya hizmet üretme süreci sonunda elde edilen çıktılar ile kullanılan girdiler arasındaki ilişkiyi tanımlayan bir kavramdır. Bu genel tanım her düzeydeki tüm faaliyetleri kapsamaktadır. Teknik anlamda  “verimlilik oranı= çıktı/girdi” şeklinde gösterilmektedir. Verimlilik artışı ise, iki dönem arasında verimlilik düzeyindeki pozitif değişimi gösteren bir sayı ile ifade edilir.

Japon Verimlilik Merkezi’ne göre verimlilik;

•         Varolan her şeyde, özellikle insanda sürekli gelişimi hedefleyen gelişmeci bir düşüncedir.

•         Bugün dünden iyi, yarın bugünden daha iyi olmalıdır.

•         Ekonomik ve sosyal yaşamın sürekli değişen koşullara uyumlandırılmasıdır.

•         Yeni teknikler ve yöntemleri uygulama çabasıdır.

•         Verimlilik işletmelerle birlikte insanların yaşamlarını biçimlendiren bir davranıştır.

Hizmet sektöründe ise çalışan verimliliği işgören başına düşen katma değer olarak tanımlamak mümkünüdür. O halde bir mağazada çalışan başına düşen katma değer oranı ile o mağazanın iş gücü verimliliğinin ortalama ne oluğu hakkında fikir sahibi olabiliriz. Mağazalarımızdaki çalışan verimliliğinin iki boyutu söz konusudur. Birincisi mevcut iş yükünün belirlenerek yeteri kadar sayıdaki işgücünün istihdam edilmesi, ikinci boyutu ise mevcut çalışanın potansiyel olarak işletmeye sağladığı katkı miktarı. Bu açıdan bakıldığında mağaza yöneticilerimizin ilk olarak mağazalardaki çalışan verimliliği konusunda gereksiz sayılarla mağazalarda maliyeti artıracak verimsiz ortamları yok etmek ve üretim birimi başına işgücü maliyetlerini azaltacak şekilde her çalışandan mümkün olduğu kadar katma değer elde etmek gibi temel iki görevi olduğunu söyleyebiliriz. Artan verimlilik oranları mağazalardaki hizmet ve sunumun kalitesini artırarak daha az girdiyle daha fazla üretimi sağlayacak. Bunun yanı sıra maliyetlerin aşağı çekilmesiyle birlikte karlılık seviyelerinde bir artış gözlemlenecektir. Bu artıştan doğal olarak çalışanlar, müşteriler, sermaye sahipleri ve ülke ekonomisi pozitif olarak etkilenecektir.

“Perakende insanla başlar insanla biter” sözünden yola çıkarak hizmet sektörlerinin genel karakteristik özelliklerini taşıyan mağazaların karlılık düzeylerinin artırılarak hizmet kalitesinin artırılması beraberinde müşteri memnuniyetini, bu durumda nihai olarak karlılığı beraberinde getirecektir. Bir mağazanın sahip olduğu metrekare başına düşen ciro ve müşteri sayısı ile onaylanmış faaliyet planları temelde mağazada ne kadar eleman çalıştırabileceğimiz konusunda bizlere bir hayli yardımcı olacaktır. Asıl önemli süreç mevcut insan kaynağı ile en yüksek verimi elde edebilecek mağaza iş ortamlarını oluşturabilmektir. Bu açıdan bakıldığında bir mağazanın çalışan verimliliğinin üst düzeylere gerçekleştirilebilmesinden ilk önce sorumlu olan kişinin mağaza yöneticisi olduğu unutulmamalıdır. Elbette ki tüm bu faaliyetleri mağaza yöneticisi tek başına işletmenin ana hedeflerinden bağımsız olarak belirlemeyecektir. Mağaza tepe yöneticilerinin alacağı bir takım kararlar ve uygulayacağı politikalar doğrultusunda sahip olduğu yetki alanı içerisinde çalışanın her anlamda üreteceği katma değerden, dolayısıyla verimliliğinden sorumlu olacaktır. Kısaca bir mağazanın verimi düşükse bundan ilk önce mağaza yöneticisi sorumludur. Mağazanın verimliliği ve karlılığı onun etkin yönetilmesine bağlıdır. Bir mağazanın çalışan verimliliğinin artırılabilmesi ancak insan kaynakları yönetimi süreçlerinin mağaza içerisinde uygulanması ile sağlanacaktır. İş analizleri, iş tanımları ve iş gereklerinin belirlenmesi ile başlayan süreçte işe doğru eleman alımı ile başlayan, iş süreçlerinin belirlenerek görev tanımlarının oluşturulması ile iş yapma süreçlerinin sürekli gözlemlenerek değerlendirilmesiyle devam eden ve hiç bitmeyen bir mücadelenin ortaya koyulması gerekmektedir…

 

 

“Başkalarından üstün olmamız önemli değildir. Önemli olan dünkü halimizden üstün olmamızdır…”