Yazarlar

Genç Çalışanlar Deneyim Korkusunu Nasıl Yenebilir?


22 Temmuz 2011

İş hayatında tecrübe ve yaş unsurları tek başına belirleyici olabilir mi? Çevremizde nice yaşlı ve deneyimli insan görmekteyiz. Bunların önemli bir kısmı tecrübe adı altında kendi köhneleşmiş ve tek taraflı fikirlerini satmaya çalışmaktalar. Dünyayı kendi siyah gözlüklerinin ardından seyretmek bencilliği de işin ayrı bir boyutunu oluşturmaktadır. Ancak, gerçek olan bir nokta var ki, iyi yetişmiş pek çok gencin bu tür yöneticilerle çalışmak durumunda kaldıklarıdır. Bu yazımızda genç yönetici adaylarına iletmek istediğimiz bazı görüşlerimizi paylaşacağız.

Türkiye’nin hatta dünyanın ünlü üniversitelerinden mezun olmuş, hayattan ve özellikle iş hayatından büyük beklentileri olan gençler, kurumlarında çalışan eski tip yöneticilere kendilerini nasıl kabul ettireceklerdir? Şirket basamaklarının kazasız belasız tırmanabilmelerinin pratik bazı yöntemleri var mıdır?

Genç arkadaşlar bir kere şunu iyi bilmelidirler: Okullarından parlak fikirlerle donanmış olarak iş hayatına katılmaları, iş arkadaşları arasında her zaman takdir ve şükranla karşılanmayacaktır. Kendilerinin önüne tecrübe duvarı çoğu zaman aşılmaz bir engel olarak  çekilecek, kolay kolay bu duvarın ötesine aşamayacaklardır. Tecrübe ve yaş konusu iş arkadaşlarınızın sizi nasıl gördüklerini belirleyen bir etkendir.

Bu durum, sizin birebir temaslarınızda ortaya koyacağınız konuşma, kendine güven ve bireysel iletişim yetenekleri ile aşılabilecek bir noktadır. Kendine güven ve inandırıcılık işin püf noktasıdır. Sizin kendinizi nasıl gördüğünüzden ziyade, insanların sizi nasıl gördüklerini önemsemelisiniz

Bir diğer konu da, kendi yetersizliklerimizin farkında olmamızdır. Kültürümüzde “kişinin kendi noksanını bilmekten büyük irfan olamaz” şeklinde güzel bir söz bulunduğunu da hatırlamakta yarar var. Mesleki ve  deneysel eksikliklerimiz konusunda bize rehberlik edecek bir mentor (rehber) kişinin bulunması ve o kişinin deneyimlerinden yararlanabilmek önemlidir.

Bu genel tavsiyelerin ardından şu noktalara dikkat ve özen gönderilmesi yaralı olacaktır:

Bu ve benzeri tavsiyeleri daha da uzatmak mümkündür. Unutulmaması gereken husus insanın uzlaşan ve çevresi işle uyuşan bir varlık olmasıdır. Uyuşma, uzlaşma kültürü, saygı sevgi ve sorumluluk hissi, işyerinde size olan bakış açısını olumlu yönde değiştirecek, itibarınızı artıracaktır.

Bu konuda son sözlerimiz şunlar olacaktır:

Mümkün olduğu kadar ilgi duyduğunuz ve sevdiğiniz bir işi yapınız.

O işle ilgili teorik ve pratik tüm bilgileri öğrenme çabası içine giriniz.

Öğrendiğiniz bilgi ve deneyimleri dürüstçe kullanınız.

İletişimde bulunduğunuz her insanı dünyanın en önemli insanı olarak kabul ediniz.

Son olarak toparlamaya çalıştığımız bu dört prensip, iş hayatındaki başarının özünü oluşturmaktadır. Bence, genç arkadaşların bu dört kuralı ezberlemeleri ve ciddiyetle uygulamaları şirket basamaklarını güvenle tırmanmalarına destek olacaktır.