20
Vedat CERGİBOZAN - İpek Yolu PERDER Başkanı
Bölgemizde market sahipleri çok bilinçli
davranmadıkları, bazı konularda eksikleri
olduğu için zararına çok satışlar oluyor.
Bazı arkadaşlarımız beşe alıp dörde satıyor.
Müşteri ürünü tarladan alsa marketteki
raf fiyatından daha pahalıya geliyor. Bu
da sektörü çok zorluyor. Mesela bizim
bölgede 2-3 şubeli pek çok firma var ve
batanlar oldu. Her yıl birkaç firma batıyor.
Bu durum elbette sektör için büyük bir
kayıp ama aynı zamanda zarar da veriyor.
İşini doğru yapmayan firmaların sektörün
tamamını kötü etkilememesi için yasal
düzenlemeler getirilmesi gerekli.
Yeni tasarıda birçok eksik var ancak en
azından yürürlüğe girmesi iyi olur.
Üzerine eklemeler yapılabilir.
Sektörün geleceğine baktığımızda tek tek
konuşulabilecek birçok ayrıntı tabi ki var
ama aslında belirleyici olan firmaların
finansal yapıları olacak. Ayağını yorganına
göre uzatmış, kendini bilerek büyümüş
firmalar birkaç tedbir alarak sıkıntılı
dönemi atlatabilir. Fakat borç yükünün
altına girmiş, geleceği kendi kararlarından
çok tedarikçisinin veya bankanın insafına
kalmış firmalar için zor günler yaşanabilir.
Birçok satın alma göreceğimizi düşünüyo-
rum. Bunların yerel perakendenin gücünü
bölmemesi ve PERDER’in kendi içinde
olması daha iyi olacaktır.
İhsan BİÇEN - İstanbul PERDER Başkan
Sektörümüzde 2013 yılındaki rekabet
şartlarını ve genel görünümü, 2012 yılı ile
kıyasladığımızda birbirine benzer olduğunu
görüyoruz. Bundan sonraki yıllarda da bu
şartlar devam edecek. Dolayısıyla şartla-
rın değişmesini beklemek yerine onlara
uygun hareket etmeliyiz. Yerel zincirlerin
öncelikle “Tüketici neden beni tercih et-
sin?” sorusunu kendisine sorması gerekli...
Tüketicilerin tercihi konumuna gelmek için
sadece taze sebze meyve satmak, kaliteli
şarküteri satmak veya temiz bir mağaza
açmak yeterli değil. Bunlar standart hale
geldi, şimdi daha ötesine bakmak gerek.
Yönetim becerilerimizi geliştirmemiz
gerekiyor. Her bir kategoriyi ayrı ayrı ele
almak gerekiyor. “Sadece manavım iyi ol-
sun, diğerlerini rafa dizeriz satılır” mantığı
yanlış. Örneğin bir “erkek kişisel bakım”
kategorisini ele alırsak bu yerel zincirlerde
genelde zayıftır. Fakat üzerinde çalışılsa,
emek harcansa verimliliğinin artacağını
göreceğiz. Bunun gibi pek çok kategori var.
Yapabileceklerimizi yapmıyorsak şikayet
etmeye de hakkımız kalmaz. Şu anda
yapmamız gereken her bir kategoriyi ayrı
ayrı ele alıp hepsinin verimliliğini artırmak
için titizlikle çalışmak. Başka bir seçeneği-
miz yok.
Eğitimin öneminden hep bahsettik. Bun-
dan sonrasında da en öncelikli konumuz
bu olmalı. PERDER Akademi’nin kurulması
ve ilk mezunlarını vermiş olması önemli.
Şimdi bu çalışmayı Türkiye genelinde
yaygınlaştıracağız. Gerektiğinde hocala-
rımız gidecek fakat bu her zaman ola-
mayacağı için, kesintisiz eğitimi devam
ettirmek adına uzaktan eğitim sistemini
devreye sokuyoruz. Altyapı çalışmaları
tamamlandı. Firmalarımız kendilerine en
uygun zamanda, istedikleri konuda, gerek
duydukları eğitimi, çalışanlarına görüntülü
olarak izletebilecekler.
Rakamsal verilerle 2013 yılında İstanbul’da
perakendeciliğin durumunu ele aldığımız-
da; bu yıl lokal zincirlerin payının yüzde
19,7’ye çıktığını görüyoruz. 2010 yılında
bu oran yüzde 13,2 seviyesinde idi. Yani
zor şartlara rağmen son 3 yılda önemli bir
büyüme gerçekleştirdik. Ulusal zincirlere
baktığımızda ise 2010 yılında yüzde 13,4
olan pazar payları, yüzde 12,7’ye geriledi.
Biz büyürken onlar son üç senede pazar
kaybetti. Araştırmamıza göre yerel zincirler
bu büyüme esnasında yüzde 4 ulusal-
lardan, yüzde 21 geleneksel kanallardan
pay alırken büyümenin yüzde 74’ünü
de organik olarak yeni marketler açarak
gerçekleştirdi.
Bu rakamların da gösterdiği önemli bir
sonuç yerel zincirler, perakendede halen
en çok gelişen ve büyüyen yapı. Ayrıca
değişen rekabet şartlarının ulusalları da
çok zorladığını, özellikle hipermarket
segmentine büyük darbe vurduğunu
görüyoruz. Öte yandan bütün bunların
yanında bir discount gerçeği olduğunu
unutmamak gerekiyor. Discount marketler
taze ürün grupları olmamasına karşın yerel
zincirleri en çok zorlayan unsur haline
geldiler. Discountlar şu zamana kadar daha
çok büyümeye odaklı hareket etti. Kendi
aralarında tam anlamıyla fiyat rekabeti
yapmadılar. O tarz bir rekabet başlarsa ve
fiyatları daha da aşağı çekerlerse, durum
süpermarket segmenti açısından daha da
riskli hale gelebilir.
Sonuç olarak; evet rekabet etmek zorlaştı,
para kazanmak zorlaştı. Her bir mağaza-
daki her rafın verimliliğinin hesaplanması
gereken günlere geldik. Bu dönemin gel-
mesi, beklenmedik bir şey değildi. Hepimiz
işlerin zorlaşacağını biliyorduk. PERDER ku-
rulmamış olsa, yerel zincirler gerek eğitim
gerek teknoloii konusunda son yıllardaki
gelişimlerini yapmamış olsa çok daha
hazırlıksız yakalanabilirdik. Fakat şu anda
çok karamsar olmak için sebep yok.
perder
gündem