Haberler

Kovid-19 salgınının başında gıdaya, sonra günlük ürünlere talep arttı


14 Mayıs 2020

TPF Başkanı Ömer Düzgün, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde tüketicilerin mart ayında kuru gıdaya nisan ayında ise raf ömrü kısa olan günlük ürünlere yöneldiğini ifade etti.

Ömer Düzgün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) süreci gibi olağan üstü durumlarda vatandaşın ilk olarak kendini garanti altına almak için gıda, temizlik gibi malzemelere yöneldiğini aktardı.

Bu süreçte giyeceğin değil yiyeceğin düşünüldüğüne değinen Düzgün, bunun kaçınılmaz ve tahmin edilebilir bir durum olduğunu söyledi.

Kovid-19 sürecinin de bağışıklığı güçlendirmek için müşterilerin gıdaya daha da bir yüklendiğini aktaran Düzgün, “Bizler de yaklaşık 4 bin noktada müşterilerimize güvenli gıdayı ulaştıran bir federasyon olarak hiç bir üyemizin stoklarında bir problem yaşatmadığını belirtmek gerek. Depomuzda olan ürünü müşterimize yok demedik.” dedi.

Bazı tüketicilerin zaman zaman stok konusunda tedirginliği yaşadığını belirten Düzgün, ilk 15 günün sonunda müşterilerin de bu tedirginliğin yersiz olduğunun farkına vardığını kaydetti.

 “2 yılda sattığımız kolonyayı 2 ayda sattık”

Market zincilerinde her türlü tedbiri aldıklarını belirten Düzgün, İçişleri Bakanlığı’nın genelgelerinin yanında kendilerinin de bir takım önlemlerle hem çalışanlarını hem de müşterilerini korumaya aldıklarını dile getirdi.

Tüketicinin mağazaya geldiğinde bulamadığı ürünlerden dolayı marketi suçladığını aktaran Düzgün, şunları kaydetti:

“Özellikle ilk vakanın çıkmasıyla kolonyaya yönelim çok oldu. Bu dönemde 2 yılda sattığımız kolonyayı biz 2 ayda sattık. Kolonyayı biz sadece bayram dönemlerinde yoğun bir şekilde satardık. Bunun haricinde de tek tük satılırdı. Üreticiler de bu duruma hazırlıksız yakalandı. Ürün azalınca fiyat yükseldi. Biz de yüksek fiyatta tüketiciye satmamak için bir hafta ara verdik. Bu arada hükümet devreye girdi, hammadde temini giderildi. Şu anda da istemediğiniz kadar kolonya var.

Marketçi fiyat yükseltmedi. Markette fiyatı yükselen ürünlerin sebebi marketçi değildir. Çünkü marketçinin bir ürünün fiyatını kafasına göre yükseltmesi mümkün değil. Bir rekabet söz konusu. Ben yükseltirsem rakibim yükseltmez, ben satışı yapamam.”

Fiyat artışındaki sebebin aramak için tedarik zincirindeki halkalara bakmak gerektiğini vurgulayan Düzgün, müşterilerin ürün zammından dolayı marketçiyi sorumlu tuttuğunu bildirdi.

– Martta kuru gıda, nisanda günlük gıdalara yoğun ilgi

Federasyon olarak bu süreçte tüketici alışkanlarını raporladıklarını aktaran Düzgün, raporunu sonuçlarına ilişkin ise şunları söyledi:

“Tüketici ilk hamlesini hijyenik ürünlere yaptı. Daha sonra en çok satan ürün un oldu. Aşırı bir taleple karşı karşıya kaldık. Şubat ayına göre martta, un satışında yüzde 170’lik bir artış yaşandı. Makarnada ise yüzde 143’lük bir artış oldu. Aynı dönemde beyaz ette yüzde 56’lık, kırmızı ette yüzde 55’lik bir artış yaşandı. Sıvı yağda yüzde 75’lik, konserve ve salçada yüzde 45’lik artışlar var.

Temizlik ürünlerinde de sıvı ve katı sabunlar yüzde 160 bir artış oldu. Kağıt ürünlerinde ise talep ikiye katlandı. Yüzey temizleyicisinde ise yüzde 90’lık bir artış oldu.”

Nisan ayında ise tüketici taleplerinde değişikli olduğunun altını çizen Düzgün, şu bilgileri verdi:

“Tüketicinin evinde stok olduğu için nisan ayında günlük ürünleri üzerinde harcama yaptı. Martta kıyasladığımızda nisan ayında ev temizliğinde çok düştü. Bakliyat da düştü. Örneğin makarnada şubatta ne sattıysak nisanda da onu sattık.

Ramazanda tatlı ve pasta reyonlarında genelde artışlar olurdu. Ama bu sene bu artışı görmedik. Bu da tatlı ve pastayı evde yaptığımızın göstergesi.

Nisanda Şubat kıyasla artan ürünler ise baharat yüzde 75 artmış, kırmızı et yüzde 80’lerin üzerine çıktı. Sebze ve meyve ise müthiş arttı. Tüketici raf ömrü uzun olan ürünleri evlerinde depoladı. Yazın gelmesiyle sebze ve meyve fiyatlarında ciddi düşüşler var. Yaklaşık 10-20 arasında düşüşler oluyor.”

Yaşanan pandemi sürecinde yerel marketlerinin öneminin daha da anlaşıldığını aktaran Düzgün, “Yerel marketler tüketici ve devlet açısından bu memleketin sigortası oldu. Bir kaç markanın tekelleşmesiyle bu hizmet verilemez. Şube sayısı başka hizmet başka bir şeydir.” şeklinde konuştu.

Perakendecilerden saat değişikliği talebi

Yerel marketler olarak koronavirüs nedeniyle kimseyi işten çıkartmadıklarını belirten Düzgün, müşterilere daha iyi hizmet vermek adına yeni istihdam da oluşturduklarını dile getirdi.

Pazar günleri hariç olmak üzere diğer günlerde de kısmi çalışma saatini yasağın olduğu günlerde uygulayalım. Bunu da ramazan ayında 9.00-14.00 olmaması gerekir. Bu saatin 12.00 ile 17.00 olmasını öneriyoruz. Pazar hariç hergün bu saatlerde marketlerin açık olması gerektiğini düşünüyorum. Böylece pazartesi yaşanan yoğunluğun da önüne geçmiş oluruz.” dedi.