Haberler

Perakende sektöründe beklenti ve realite


06 Eylül 2012

Son 10 yılda hem dünyada hem de perakende sektöründe çok önemli ve etkisi uzun yıllara yayılacak değişim ve dönüşümler yaşandı. Gelişmiş ülkelerde perakende, gıda, enerji vb. sektörlerin strateji ve planlaması devlet politikası ve stratejileri ile paralel olarak belirlenir.

Macro ekonomik gösterge ve gelişmeler de herkesi etkiler. Bu değişimlere en çabuk adaptasyonu sağlayan sektör de perakendedir. Son yıllara kadar perakende sektörü için dillendirilen teori şuydu : ‘Dünya 3-5 perakendecinin eline kalacak, bu kasırgada sadece işini iyi ve farklı yapan yereller yaşam şansını sürdürebilecekler’. Yabancı yatırımcılar Türkiye’ye hızlı bir giriş yaparken, bu teoriyi de sıkça tekrarlayarak adeta herkesi bu sona hazır olun der gibi uyardılar. Fakat son yıllarda makroekonomik göstergelerdeki ‘altüst’ oluşlar ile Türkiye’nin bu süreçte siyasi ve ekonomik önemini tüm dünyaya kabul ettirmesi, dünyanın kural koyucularının çoğu tarafından da, istemeyerek de olsa bu durumun kabullenilmesi genel olarak Türkiye’yi ön plana çıkartırken, doğal olarak da perakende sektörünü zirveye taşıdı.

Bu süreçte global oyuncular kendi dertlerine dalmışken, yerel oyuncuların çoğu da kendilerini yeniden gözden geçirme ihtiyacının farkına vararak, yeni yol haritalarını çizmeye başladı. Bir anlamda SWOT ANALİZİ yaptılar. Eksikler giderilmeye başlayınca da müşterilerden kabul gördü. Global oyuncuların sıkça kullandığı ‘Küresel Düşün Yerel Davran‘ sloganı lafta kalınca, yerel oyuncular yerel olmalarının avantajlarını iyi kullanmaya başladılar. Her ikisi için geçerli olan kurumsal ve profesyonel yönetim ise, ortak sorun olarak gözükmeye devam ediyor.

Son periyotta global oyuncular %7’lik bir büyüme sağlarken, yereller % 20’nin üzerinde büyüyerek, sektörde gidici değil kalıcı olduklarının da altını çizmişlerdir. Yerli oyuncuların artan performanslarının kalıcı hale dönüştürülmesi için ise, sektörde hem devletin, hem de perakendecilerin hızlı bir şekilde macro ve mikro strateji ve planlar üreterek uygulamaya geçmeleri olmazsa olmaz bir ekonomi gerçeği olarak önümüzde durmaktadır. Aksi halde bugün global oyuncuları vuran derin darbe, yarın yerel ekonomik aktörlerin ve genel olarak ülkenin canını sıkacak gelişmelere sahne olabilir.

Son olarak Alman ALDİ formatını kopyalayarak faaliyet gösteren BİM’den önce tam 14 ülkede ALDİ formatının kopyası denenmiş ve başarılı olmamıştır. Bu nedenle ZAMAN VE ZEMİN faktörünü de göz ardı etmemekte büyük fayda görüyorum.

 

 

                                                                                                                                     Selamet AYGÜN

TPF Başkanı