Ucuz et ve akla gelen sorular
08 Kasım 2017
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; halka ucuz et yedirmek üzere, 81 ildeki BİM ve A 101 şubelerinin, kıymayı kilogramı 29 liradan, kuşbaşı eti kilogramı 31 liradan, yarım kiloluk paketlerde satışa sunacaklarını açıkladı. Ancak bu iki perakendeci ve tüketiciler dışındaki çevrelerden yoğun şikâyetler geldi. Biz de buna yardımcı olmak üzere aklımıza gelen soruları aşağıda sıraladık. Belki bizi ve ilgilenenleri aydınlatanlar çıkabilir diye takdim ediyorum:
- İki indirim marketle anlaşıldığı duyurulduktan sonra; yerel perakendecilerimizin temsilcisi Türkiye Perakendeciler Federasyonu, esnafın temsilcisi TESK ve büyük süpermarket zinciri Migros anında bu eti satmaya talip olduklarını bildirmişlerdi. Bakanlık, taliplerin gerekli evrakları tamamlayarak, 31-Ekim akşamına kadar ESK’ya başvurmalarını istedi. 1 gün içinde karar alınması ve işlemlerin tamamlanması zorluğuna rağmen, Migros başarılı şekilde bu süreci tamamladığını açıkladı. Ancak 1 Kasım’da ise bu satışın, yukarda isimlerini belirttiğim iki zincir üzerinden yapılacağı açıklandı. Bu uygulama haksız rekabeti getirmez mi ?
- Küçük esnafın korunması Anayasa teminatı altında iken (173. madde), ülke genelindeki 30 bin kasap zaten zorlanıyorken, bu uygulamadan daha da olumsuz etkilenmeleri beklenmez mi?
- BİM ve A101’in günlük toplam müşteri sayısı yaklaşık 7 milyon kişidir. Bu ucuz et için dışardan hiç yeni müşteri gelmese, haftada mevcut müşteri sadece yarım kg kıyma, yarım kg kuşbaşı et alsa, toplamda haftalık 7 bin ton ihtiyaç ortaya çıkar. Kurumun böyle bir ithalat ve lojistik planı var mıdır? Zira Sırbistan’da yapılan 5 bin tonluk et alım anlaşması bir haftalık satışın bile karşılığı değildir. Yukardaki hesap ortadayken, aylık 2 bin ton ihtiyacın geçerliliği var mıdır? Sayın Bakan bu rakamı aylık ihtiyaç olarak belirttikten sonra, saat 11’de reyonun boşaldığını da söylemiş ve rakamın 2 bin tondan 10 bin tona çıkartılacağını ifade etmiştir. Sevkiyatlar aylık asgari 20 bin tona çıkmazsa bu şubelerin tam gün satış yapamayacakları Sayın Bakan’ın bu durum tespitinden de anlaşılmaktadır.
- BİM, havuz dolaplarında ‘Emin’ marka yarımşar kiloluk paket dana kıymanın ve dana kuşbaşı etin açıklanan fiyatlardan (kilogramı 29 ve 31 tl) satışına başlandığı, ayrıca dolapta aynı markanın ızgara köftesi ve İnegöl köftesi de olduğu görülmüştür. Paketleyicilere giden karkas etin, köfteye, sucuğa ve diğer et ürünlerine dönüşüp dönüşmediği nasıl denetlenecektir? Malum olduğu üzere et ürünleri kâr ettiren katma değerli çeşitlerdir. Bu marketlerden ürünü satın alıp normal fiyattan satacaklar için alınmış tedbir var mıdır?
- BİM yetkilisi, “bu işten kâr etmeyeceğiz” demiştir. A101’den açıklama yapıldığını duymadım. İki zincir de aynı fiyattan alıp, aynı fiyattan satış yaptıklarına göre; ikisi de kârsız satış yapma konusunda anlaşmışlar mıdır?
- Anlaştılarsa, Rekabet Kurumu 81 ilde toplam 13.000 şubeli bu gücün anlaşmasına ne demektedir? Şimdiye kadar ürün portföyünde kârsız sattıkları bir ürün olmuş mudur?
- Aynı BİM yetkilisi “sözleşme sonuçlarının şirket operasyonları, faaliyeti ve kârlılığında önemli bir değişiklik oluşturması beklenmemektedir” diyor. Bir gıda perakendecisinin en fazla ciro yaptığı birinci ürün dana kıymadır. Üstelik yanında yine fazla ciro yapan dana kuşbaşı da bulunmaktadır. Bu durumda ciro payı yüksek iki ürünün kârsız satılmasının, şirket kârlılığını olumsuz etkilememe ihtimali var mıdır? Eğer etkilemiyorsa, buradan ne anlamalıyız?
- Türkiyenin en büyük et işleme tesisine sahip perakendecisi Migros’tur. (12.000 m2) Peki bunun anlamı nedir? İthal etin teslim edileceği merkez, perakendecinin kendi tesisidir. Bu fark sebebiyle; diğer perakendeciler adına dışardaki paketleyiciye teslim edilecek et, karkas girdiği ve işlenmiş olarak perakendeciye sevk edildiği aşamaya kadar Migros’taki kadar iyi takip edilebilir mi? Yurtiçinde 73 ilde şubeleri olan Migros’un yaygınlığı, sadece 8 ilde yer almadığı için mi bozulmuştur?
- Normal kasapta ve markette hazır kıyma satışı yasakken, bu tezgâhlardaki ‘görmeden çekilmiş kıyma’ eşitlik ilkesini bozmuyor mu?
- Kıymanın ‘yağlı, yağsız’ veya ‘dolmalık, köftelik’ ayrımı var mıdır?
- Kıymanın hayvanın neresinden çekildiği belli midir?
- En basit bir ithal ürün ambalajında bile menşei açıklanırken, bu önemli gıda ürününde müşterinin menşei bilme hakkı yok mudur?
- Süt ürünleri de aşırı zamlandığına göre süt ve süt ürünü ithalatı da kısa vadede programa alınacak mıdır?
- 1980 yılında nüfusumuz 40 milyon civarındayken, büyükbaş hayvan sayımız 16 milyondu. Bu gün nüfusumuz 80 milyon civarında olmasına rağmen, büyükbaş hayvan sayımız aynı seviyede kalmıştır. Peki, nüfus iki kat artmışken, et üretimi artmamışsa fiyatların bu seviyelere çıkması şaşırtıcı mıdır?
- Ve bundan üretici mi sorumludur? Bu durumda “ucuz et getirip vatandaşı sevindirelim” derken, çiftçimize de “sen büyükbaş hayvan üreticiliği yapma” denmiş olmuyor mu?
- Helal sertifika konusunda hassasiyet gösteren halkımız, hem de Sırbistan’dan gelen et için ‘sertifikaya boş ver’ diyebilecek midir?
- Yılda yaklaşık 4 milyon hektar tarım arazisi boş kalan Türkiye’nin saman ithal etmesi, sağlıklı bir tarım politikamızın olmadığını göstermez mi?
Ercüment Tunçalp/Perakende Danışmanı