Yazarlar

Personel aidiyet duygusunun şifreleri


09 Mart 2015

Perakende sektöründe yaşadığımız en büyük zorluklar, nitelikli personel istihdamı sağlamak ve turn-over oranlarının yüksekliğidir. Firmalar bu zorlukların üstesinden neden gelemiyor? İşveren, koşulsuz müşteri memnuniyetine ve takip amaçlı CRM sistemine ciddi oranda bütçeler ayırarak büyük bir emek verirken, çalışan bağlılığı için de aynı oranda emek veriyor mu?  Kocaman bir HAYIR.

Çok büyük markalar ile görüşmeler yaptığımızda, içler acısı tablolarla karşılaşıyoruz. Düşünün ki, günümüzde halen birçok büyük markanın insan kaynakları departmanı bile yok. İnsan kaynakları departmanı olan firmalara baktığımızda ise, 3000 – 4000 personel çalıştırmasına rağmen en fazla 2 İK personeli istihdam ediyor. İşverenler, maalesef bu departmanın bütçesini sürekli kısma yönünde çaba harcıyorlar. İnsan kaynakları departmanı çoğu patron için gider kalemi olarak görülüyor. Personel verimliliğinin, kârlılığa hiçbir katkısı olmadığını düşünen firma sayısı oldukça yüksek. Bu da sektör ve çalışanlar adına üzücü bir tablo.

Maslow’a göre; yemek ve su gibi en temel ihtiyaçlarımızdan sonra, “ait olma” ihtiyacı ilk sırada yer alıyor. Ait olma hissi, psikolojik olarak kendimizi güvende hissetmemizi sağlar. Dayanışma içinde olmak, bireyi psikolojik olarak güçlendirir. Sonuç olarak, çalışan memnuniyetine yeterince önem vermiyoruz. Sektördeki turn-over oranını en alt seviyeye çekmek, insan kaynağını doğru yönetmekten geçiyor. İşveren olarak, çalışanın mesaisini kiralayabiliyoruz; peki ya çalışanın firmaya gönülden bağlanabilmesini sağlayabiliyor muyuz?

Çalışanın işletmeye bağlılığını, bireysel değil kurumsal düşünmesini sağlamanın 5 altın kuralını şöyle sıralayabiliriz:

1-ŞİRKET İÇİ GÜÇLÜ BİR İÇ İLETİŞİM: Şirket içi iç iletişimin sağlam olması, güveni ve dayanışma hissini arttırır. BEN değil BİZ hissinin oluşmasını sağlar. Bu nedenle şirketler, kendi içinde çalışanlarının kullanabileceği bir CRM programı oluşturabilir. Şirket içi web sayfası aracılığıyla çalışanlar kendi aralarında mesajlaşabilir, üst düzey yöneticileri ile iletişim kurabilir, sosyal etkinlikler ve şirketle ilgili yenilikler paylaşılabilir. Müşterilere, segmentasyonlara ayrılarak beklentilere uygun stratejiler ile yaklaşılıyorsa, aynı şekilde çalışan profili de belirlenerek yetkinliklerine göre doğru yönetilebilir. Doğum günleri, düğün davetiyeleri, özel günler bu yöntemle paylaşılabilir.

2-TAKDİR GÖRME: Çalışanlar çok zor şartlar altında bile görev yapsa, üstleri tarafından takdir gördüğü zaman veya takip edildiğini hissettiği zaman çok daha verimli çalışıyor. Maddi yönden aldıkları ücrettense, manevi yönden geri bildirim almak çalışanı motive eden önemli bir etkendir.

3-KARİYER PLANI: Çalışan, şirket içinde bir gelecek göremiyorsa, kurumsal ve bireysel belli bir hedef oluşturulmuyorsa, kendini boşa kürek sallıyormuş gibi görüyor ve yaptığı işe tam sarılamıyor. Dolayısıyla da onu geçici bir iş olarak görüyor.

4- GÜVEN ODAKLI VE ADALETLİ SİSTEMLER: Çalışan, şirketine ve üstlerine güvenmek ister. Her ilişkide olduğu gibi sevmek ve gönülden bağlanmak için “güven” esastır. Şirket ve çalışan arasında da bu duygu eksikse, gönülden bağlılık sağlamak neredeyse imkânsız bir hale geliyor. Performans Yönetimi, Ücretlendirme Sistemi, Terfi gibi süreçler, doğru işleyen bir sistem üzerinden yürütülmediği takdirde, çalışanlar haksızlığa uğradıklarını ve adil davranılmadığını düşünüyor. Şirkete ve yöneticisine olan tüm inancını kaybediyor. Bu duygudan hareketle işini gönüllü olarak yapmıyor ve verimli çalışamıyor.

5-ÖDÜLLENDİRME: Şirketler, her zaman cezalandırma yönetmeliği uygular; ama her nedense ödüllendirme sistemi arka plana atılır. Doğru olan, cezalandırma ve ödüllendirme sisteminin paralel yürümesidir. Motivasyon sağlamak açısından çok önemli bir yöntemdir. Bu nedenle alınan fikirler bile ödüllendirilmeli ki, çalışanın verimliliği artsın.

Çalışanın memnuniyetini sağlamak, aidiyet duygusu oluşturur ve bu çalışanların ortak hedefe doğru koşmaları için çok önemli bir unsurdur. Ayrıca aidiyet duygusu gelişmeyen çalışanlarla, bir kurum kültürü oluşturulması da mümkün değildir. Çalışanların aidiyet duygusunu oluşturmakta belirttiğimiz 5 altın kural çok etkilidir.