Yazarlar

Şirket değerleme neden yapılır?


05 Mart 2019

Son senelerde birçok patronun kafasında şirketini iyi paraya satmak var.

Peki iyi paranın sınırı nedir?  Tutturabildiğine satmak mı?

Bazı dükkânların üzerinde hem satılık hem de kiralık ilanları görürüz. Bunun anlamı; “ben kandırmayı kafama koydum ama tarzına sen karar ver; kiralık da, satılık da olabilir”  şeklinde yorumlanabilir.

Böyle bir ticarette her zaman diğer taraftan da benzer davranışla karşılık görme ihtimali yüksektir. Kiranın ödenmemesi, mülke zarar verilmesi veya uzun süre satışın gerçekleşememesi gibi…

Ev alacaksınız, emlakçı ile dolaşıyorsunuz, size “bütçeniz nereye kadar?” şeklinde bir soru yöneltiliyor. Yani cebinizdeki son kuruşa kadar harcama  garanti. Adeta evin değerini cebinizdeki para şekillendirecek!

Oysa normalde ön bilgilendirme o taraftan beklenir.

“Hangi özellikte daire arıyorsunuz?” sorusu daha anlamlıdır. Cevap gelince de; mülkün yaşına göre, bulunduğu lokasyona göre değerinin hangi fiyat aralığında oluşabileceği emlakçı tarafından ortaya konmalıdır.

Şirketler için de benzer durum geçerlidir. Aday alıcılarla görüşülmeden önce masanın üzerine detaylı ve güvenilir bir dosyanın gelmesi lazımdır.

Önce şirketin röntgeni çekilir; sahip olduğu tüm varlıklar, finansal yapısı, ait olduğu sektör araştırması, pazar analizi ve bütün bunları dikkate alarak yapılacak swot analizi değerleme raporunda yer alır.

Her şirket sahibi doğal olarak şirketini en yüksek fiyata satmak ister. Ancak gerçek değerini bilerek bunu yapması para ve zaman kaybını önler.

Her alıcı ise şirketi mümkün olduğu kadar düşük fiyata almak isteyeceğinden, uzlaşmayı sağlayacak bir araca ihtiyaç vardır.

İşte bu araç şirket değerlemedir. Uzmanlık isteyen karmaşık bir konudur ve sadece buna odaklanmış olan şirketlerin işidir. Yoksa ciroyu, kârı, finansal performansı ortaya koyan bilanço yeterli olamaz, sadece maddi varlıkları ölçmeye yardımcı olur. Maddi olmayan varlıklar ise bilançoda yer almayan ve şirketin geleceğini şekillendirecek olan ‘entelektüel sermaye’ sidir.

Yönetim kalitesini oluşturan; hem bütün departmanların ayrı ayrı performansı hem de bu departmanlar arasındaki ilişkinin uyumu da bu değerlemenin konusudur. Ar-Ge, İK, BT, eğitim departmanları şirketlerin değer üreten gizli dinamolarıdır. Açığa çıkartan da şirket değerlemedir.

Marka değeri, sektörün avantajı veya dezavantajı, şirketin teknolojik alt yapısı, tanınırlığı ve geçmiş performansı da teraziye konacaktır. Ayrıca bir firmanın değeri sadece kendi bünyesinde ve sektöründe oluşan gelişmelerden değil, dünyada ve ülkede meydana gelen bütün değişkenlerden etkilenir. Bu bakımdan araştırmaların alanı küresel genişliktedir.

Halka açık şirketlerin hisse değeri borsada alıcılar ve satıcılar tarafından belirleniyor. Şirket değerleme ise halka açık olmayan şirketlerin bu eksiğini tamamlıyor.

Şirket değerleme çalışmaları; sadece şirketin tamamen veya kısmen satılması aşamasında değil, şirket birleşmeleri, ortaklık yapısının değişmesi, kredi alma aşamasında, halka açık benzer şirketlerle kıyaslama esnasında ve de her ihtimale karşı müşteri çıkması durumuna hazırlıklı olmak amacıyla yaptırılabilir.

Hissedarlar şirketlerinin yatırımcı gözündeki değerini bilmek istemezler mi?

Elbette isterler. Hem de akıllarında hiç satma arzusu olmasa bile…

Dağ başında bir dönüm arsanız olsa bile sık sık değerini araştırmaz mısınız?

Şirket değerini artırmak üzere büyüme stratejisi oluşturmak istiyorsanız önce güncel değerini bulmak gerekmez mi?

Bakın hâlâ satma niyetiniz yok. Bu bakımdan bu çalışma devamlı ertelenecek bir faaliyet değildir.

Bunun için şirketin piyasa değeri aylık olarak izlenmeli ve dosya el altında her zaman hazır tutulmalıdır. Bunu yapan firma, yapmayan rakibi karşısında  fırsatların değerlendirilmesi açısından önemli avantaj elde eder.

Ben bu hizmeti veren şirket adına konuşmuyorum, çünkü o benim işim değil. Bu bakımdan da ‘nasıl yapılır?’ın cevabı burada yok. İhtiyaç sahibinin tarafına geçip tavsiyede bulunuyorum ve ‘neden yaptırılması gerekir ?’in cevabını vermeye çalışıyorum.

Hazırlıklı olanın, rakibinden önce fırsatları değerlendirdiğine çok fazla şahit olduğum için de katkı sunmayı arzuluyorum.