Perder 41. Sayı - page 96

serbest köşe
94
Ekosistem, canlıların birbirleriyle ve onu saran çevrenin
karşılıklı etki ve ilişkileri ile oluşan, süreklilik arz eden ekolojik
sistem olarak tanımlanabilir. Ekosistem, aynı zamanda bir
besin ağı ile şekillenmektedir.
Ekolojik sistemin sürdürülebilirliği bütün canlılar için olmazsa
olmaz varlık koşuludur. Bu yaşamsal gerçekliğe rağmen eko-
sistemin bozulmasında insan faktörünün tartışılamaz bir rolü
vardır. İnsan faktörü dışındaki etkenlerde bile insanın yanlış
yönetim tarzının sonuçlarının izlerini görmek mümkündür.
Örneğin, doğal etkenlerden biri olarak kabul edilen erozyon
ile insan ilişkisi denklemini kısaca irdeleyelim: Erozyon, diğer
adıyla aşınımdır. Toprakların, başta akarsular olmak üzere dış
etkenlerle aşındırılıp yerinden koparılması ve başka yerlere
sürüklenme olayıdır.
Birleşmiş milletler verilerine göre, dünyada erozyon nedeniyle
110 ülkenin çölleşme tehdidi altında bulunduğu belirtilmek-
tedir. Oysa yine aynı örgüt, bu tehdidin önlenmesi için yıllık
40 milyarlık bütçenin oluşturulmasının mücadele için yeterli
olabileceğini belirtmektedir. Yani erozyonun ve onun yarattığı
sonuçlarının bir kader olmadığını vurgulamaktadır.
Dünya ölçeğinde erozyon sonucu yıllık toprak kaybının orta-
lama olarak 20 milyar ton olduğu görülmektedir. Bu oranın 50
milyon hektarlık bölümünün tarım arazileri oluşturmaktadır.
Nüfusun artış oranı ile ekim alanlarının azalması süreçleri
ters bir oranla büyümekte ve makas giderek açılmaktadır. Bu
sonuç, insanoğlunun gıda maddelerine olan talebini artır-
maktadır. Dünya’daki yaklaşık 1 milyar insanın açlık sınırında
olduğunu düşünürsek erozyon, kuraklık ve diğer nedenlerle
tarım arazilerinin azalmasının insanlık için gelecek açısından
önemli bir tehdit oluşturduğunu görmekteyiz.
Toprak üretilmeyen bir kaynaktır. Bir santimetre verimli
toprağın ortalama olarak 500 yıllık bir süreçte oluştuğunu
düşünürsek içinde bulunduğumuz vahametin boyutları daha
da anlaşılır olmaktadır. Diğer yandan binlerce yılda oluşan 3
santimetre kalınlığındaki toprak tabakasının erozyon karşı-
sındaki ömrünün maalesef yalnızca 15 -20 yıl ile sınırlı olduğu
görülmektedir. Ülkemize baktığımızda Türkiye’nin erozyon
sonucu yıllık kaybettiği toprak miktarının 1.4 milyar ton oldu-
ğunu ve bunun yarısını ise tarım topraklarının oluşturduğunu
görmekteyiz.
Türkiye topraklarının 4/3 ünün erozyon tehdidi altında olması
sorunun ciddiyetini ve önemini daha da yakıcı kılmaktadır.
Türkiye’nin akarsular ile alanlarda taşınan yıllık toprak kaybı
maalesef ABD’nin 7, Avrupa’nın 17 katı fazladır. Erozyon,
yalnızca toprak kaybı üzerinde bir tehdit oluşturmakla
kalmayıp toprağa can veren organik maddeleri içeren zengin
Ekosİstem
ve İnsan
Ekber
Işık
İnsanoğlu, doğa
katliamıyla bir eliyle
kendi geleceğini, diğer
eliyle de çocuklarına
yaşanmaz bir dünya
bırakmaktadır.
1...,86,87,88,89,90,91,92,93,94,95 97,98,99,100,101,102,103,104,105,106,...124
Powered by FlippingBook