 
          
            Gece ile gündüz nasıl birbirinden farklıysa, organikle doğal veya organikle
          
        
        
          
            köy kavramları da birbirinden o kadar farklıdır. Köy tavuğu, bildiğiniz
          
        
        
          
            konvansiyonel tavuktur.
          
        
        
          
            Bizim kümesler, kar fırtına
          
        
        
          
            olmadığı zamanlarda sürekli
          
        
        
          
            açıktır. Tavuklar istedikleri
          
        
        
          
            zaman dışarı çıkabilirler.
          
        
        
          
            Alanda da herhangi bir ilaç
          
        
        
          
            veya kimyasal gübre riski
          
        
        
          
            yoktur. Bununla birlikte biz,
          
        
        
          
            hayvanlara hiçbir şekilde
          
        
        
          
            antibiyotik, ilaç ve büyüme
          
        
        
          
            faktörlü hormon vermeyiz.
          
        
        
          
            “Aklımda, Türkiye’de olmayan bir ürün üretmek vardı”
          
        
        
          Yurt dışında görev yaptığım dönemde Türkiye’deki bazı
        
        
          markaların Avrupa’daki exclusive distribütörlüğünü
        
        
          yapıyordum. O dönemde sadece Avrupa’daki Türklerle
        
        
          değil, Avrupalı zincirlerle çalışmaya başladık. Türkiye’den
        
        
          aldığımız ürünleri Avrupalı ların zincir marketlerelerine
        
        
          koyuyorduk. Avrupalılar, Türkiye’deki organik ürünlerin
        
        
          tedariki konusunda bizden yardım istediler. Benimi organikle
        
        
          ticari anlamda tanışmam o şekilde oldu. Ama şahsi olarak
        
        
          tanışmam eşimin hamile kalmasıyla başladı. Kadınlar hamile
        
        
          kaldığı zaman beslenmesine daha çok dikkat ediyor. Sonra
        
        
          Türkiye’ye döndük. Ne yapalım diye konuşurken, organik
        
        
          ürünlerle devam edelim dedik. İlk etapta yumurta üretimi
        
        
          ile yola çıktık. Fason yumurta ürettirmek için bir yer bulduk.
        
        
          Ama benim aklımda hep Türkiye’de olmayan bir ürünü
        
        
          üretmek vardı. İş ortağı olan abimizin Samsun’da bir tesisi
        
        
          vardı. 2009 yılının Temmuz ayında ilk civcivleri kümeslere
        
        
          koyduk. Ağustos ayının başında da, uluslararası bir zincir
        
        
          ile üreteceğimiz organik tavukların satışı için konuşmaya
        
        
          gittik. Firma, bizden bir hafta önce kendi içinde bir toplantı
        
        
          yapmış ve organik ürünleri genişletme kararı almış. arakA,
        
        
          acaba Türkiye’de organik tavuk üreten var mı diye bir soru
        
        
          çıkmış o masadan. Durum böyleyken oİlk görüşmeden
        
        
          sonra firma firma birim arkamızda oldu.bize büyük destek
        
        
          verdi. Ürünümüz 28 Aralık 2009’da uluslararası zincirlerin
        
        
          reyonlarına girdi. Küçük çapta yumurtayla başladık; ama asıl
        
        
          başlangıcımız organik tavuk. Organik tavuklarımızı Samsun
        
        
          Alaçam’da üretiyoruz.
        
        
          
            Ayvacık’ta 8 köy, 37 üretici
          
        
        
          2010 yılında İstanbul’da bir fuara katılmıştım. Orada
        
        
          Çanakkale’nin Ayvacık bölgesinden birkaç tane muhtarla
        
        
          tanıştım. Dediler ki, “Bizim hayvanlarımız var. Arazilerimiz
        
        
          müsait. Ama biz hayvanlarımızı değerlendiremiyoruz.” Sonra
        
        
          Ayvacık’a gittim. Tam Kaz Dağları’nın eteklerinde, bir tarafınız
        
        
          deniz bir tarafınız orman. Hiç el değmemiş arazileri var; ama
        
        
          araziler engebeli olduğu için tarım yapamıyorlar. Mecbur
        
        
          hayvancılık yapacaklar; ama o bölgeye has boz ırk ve yerli
        
        
          kara dediğimiz iki tane hayvan cinsi var. Onların da et verimi
        
        
          düşük olduğu için kasaplar tarafından tercih e dilmiyor.
        
        
          Arazilere yıllardır ilaç ve zirai gübre girmediği için orayı çok
        
        
          hızlı bir şekilde organiğe çevirdik. İlk sene 4 tane üreticiyle
        
        
          anlaştık ve toplam 60 hayvan ile başladık. Şu anda Ayvacık’a
        
        
          bağlı 8 köyde 37 üretici ile çalışıyoruz. Yaklaşık 2600 civarında
        
        
          hayvanımız var.
        
        
          
            “Bu işe başlarken hedefim çocuklardı”
          
        
        
          Aynı dönemde, bizim evde salam ve sosis krizleri yaşanmaya
        
        
          başladı. Çocuklar bunları yemek istiyor. Ne yapalım diye
        
        
          düşündük. Şarküteri üretmek hızlı ve kolay bir iş. Ama bizim
        
        
          sıkıntımız şu; biz koruyucu ve katkı maddesi kullanmıyoruz.
        
        
          Kullanmadığınız zaman salam ve sosisin o kıvamını elde
        
        
          etmek çok zor. Normalde nitrat ve fosfat tuzu kullanmazsanız
        
        
          etteki o bağlayıcılığı sağlayamıyorsunuz. Mesela referans
        
        
          renkler, aslında onu yapan et renginden ziyade nitrat ve
        
        
          fosfat tuzlarıdır. 3-4 ay bu işin Ar-Ge’si ile uğraştık. Sonunda
        
        
          Organik Tarım Yönetmeliği’ne uygun bir şekilde reçetemizi
        
        
          oluşturabildik. Sucuk, sosis ve salam denemelerini yaparken
        
        
          RÖPORTAJ
        
        
          115
        
        
          Muharrem Doğan