Perder 35.Sayı - page 26

26
perder
YZB 2013
ser, ev zaten güzelleşiyor. Başladık biz mo-
bilyaların yerini değiştirmeye, eski halıları
kaldırmaya. Her tarafa serdik halıları,
evin hanımı diyor ki; ben bunu beğendim.
Hanım beğendi kaynana da beğendi, gece
geç oldu. Adam evine geldi, onlar kendi
aralarında konuşunca ben anladım. Evin
hanımı bütün halıları istiyor. Adam geldi,
kaç para tutuyor dedi. Hesapladım hepsi
110.000 mark tutuyor dedim. Ben sana iki
araba verebilirim dedi. Ben ne yapayım iki
arabayı, ben bir araba lazım gerisini öde-
men lazım dedim. Neyse parayı aldık git-
tik. Bir yıl sonra adam beni arıyor. Eyvah
halılara bir şey mi oldu dedim. Yaptığın işi
çok beğendim; bu gitmiş İranlılara araba
vermiş. Karşılığında da bin tane halı almış.
Bu işi beraber yapalım diyor. Ben halıdan
kurtulmak istiyorum, şimdi de halı mı sa-
tacağım dedim. Sonra baktık halı taşımak,
oralara götürmek çok zor. Sırtınıza halı
alıyorsunuz ve apartmanlara çıkıyorsunuz.
Bir de her yıl aynı adama gidip 3-5 halı
satamıyorsunuz. Gerçi bazı taktiklerimiz
vardı. 1 yıl önce halı sattığımız müşteriye,
halınızı temizlemeye geldik diye gidiyor-
duk. Başka türlü eve giremiyorsunuz. Öyle
devam ederken baktık ki, halıcılıkta çok
büyük bir gelecek yok.
Bir arkadaşla mücevher işi düşünmeye
başladık. Yine Avrupa’da mücevher
satmaya başladık. Bu sefer çantayı
dolduruyoruz, yanına birkaç tane de halı
koyuyoruz gidiyoruz. Belli başlı ziyaret
ettiğimiz insanlar vardır Almanya’da. 600
tane dairesi olan, çok zengin bir müşteri
benim için de çok değerli biri. Adamı her
gittiğimde arıyorum, mücevher satıyorum,
halı satıyorum. Yine arıyorum sizi ziyaret
etmek istiyorum diye. Tamam diyor, şu
restoranda buluşalım; ama benim restora-
na gidecek zamanım yok, ben sizi evde zi-
yaret edeyim diyorum. Adamın derdi beni
eve sokmamak. Seni çok seviyorum diyor;
ama restoranda buluşalım, kimi istiyorsan
hepsini getireceğim diyor. Sonra dedim
ki; çok ayıp bana güvenmiyor musun, bir
kahveyi mi esirgiyorsunuz. Söz dedim, sen
istemediğin müddetçe ben sana halı ya da
mücevher göstermeyeceğim. Neyse gittik
eve, konuşuyoruz. Yanımda yardımcım
vardı. Ona çantaları getir dedim. Adam
kıvama geldi, eşine gösteriyor.
“Girişimcinin motoru heyecandır”
Bu hikayeleri çoğaltabiliriz tabi. Çok fazla
böyle güzel anılar yaşadık. Ama nihay-
etinde şunu anladım; babamla köyde
yaptığım iş ile Almanya’nın Ceyar’ı ile
yaptığım iş arasında çok fazla bir fark yok.
Yeter ki isteyin, yeter ki heyecanınız olsun.
Girişimcinin motoru heyecandır. Heyecan
varsa, istek varsa yapıyorsunuz. Neye
konsantre iseniz ondan netice alırsınız.
Ben, bu işleri 1996’ya kadar yaptım. Çok
iyi bir müşteri kesimi elde ettim. Çok iyi
imkanları olan insanlarla tanıştım.
“25 milyon Dolarlık satış yaptım”
Döndük geldik, Antalya’da bir mücevher
mağazası kurduk. Bunun paralelinde de
zenginleri tanıyoruz diye, gayrimenkul
işleri yapmaya başladık. O arada çok
önemli bir saat markasının Türkiye tem-
silciliği işleri için gidip geliyorum. Bana
diyorlar ki; sen bize bir pazarlama stratejisi
getir. Bir hesapladım uluslararası şirket
benden 100.000 Dolar para istiyor böyle
bir strateji hazırlamam için. Bu strateji-
yle uğraşmasam da nasıl halı sattığımı
anlatsam belki ikna olursunuz dedim. Ben
halı satma hikâyemi anlatınca iki patron
da tamam dedi, şirketin temsilciliğini
sana veriyoruz. O saat markasıyla beraber
yine farklı bir yapıya ulaştı işlerimiz.
Rusya’ya gidip gelmeye başladık. Baktım
ki, Almanlara ve İsviçrelilere göre Ruslar,
mükemmel müşteriler. İnanılmaz bir pazar
bulduk. Firmanın bana koyduğu hedef
1 milyon Dolarlık satıştı. Ben 25 milyon
Dolarlık satış yaptım. Ama saati dünyanın
her yerine satıyorum. İsviçre’den arıyor-
lar, Fettah Bey biz bu saatleri Türkiye’de
satasın diye sana verdik.
“2015’te 100 otel ile 30 ülkede ola-
cağız”
Tabi bu insanları tanıdıkça başka şey-
ler de satmak gerekir diye düşündüm.
Gayrimenkulde de büyük tecrübem var.
Başladık denize yakın yerlerde arsa topla-
maya. O zaman Rus, Kazak, Azeri, Alman...
onlara villa satalım diye proje yaptık. Proje
daha hamken 20 milyarlık projenin hep-
sini sattım. Ne villayı gören var ne yerini
bilen. Ama ben çantamı alıyorum gidi-
yorum Azerbaycan’a, Rusya’ya, Alman-
ya’ya...Bu sefer Antalya’dan ev satıyoruz.
Derme çatma bir broşürle insanları ikna
ederek o evleri sattım. Bir gün biri geldi,
ben denize sıfır bir yer istiyorum dedi.
Burası turizm tesisi alanları olur, denize
sıfır ev alman mümkün değil. Ama sen
bana müsaade et bir düşüneyim dedim.
Araştırdım, yarı bitmiş bir otel var biz orayı
alalım, sana villa yapalım dedim. O yarı
bitmiş oteli aldık, içine de bir villa yaptık.
İyi de para kazandık. 2000 yılında ilk oteli
açtık. Oteldeki hedefimiz de, bitirip bir
otelciye satmaktı. Oteli açınca dünyanın
her tarafında tanıdığım bu insanları davet
etmeye başladım. Amacım açılışı beraber
yapmaktı. Yatırım yapmak isteyen bir
kitle var, sadece satın almak değil. Biz
bunu iş edinelim, bunda iyi bir çıkış var
dedik ve 2000 yılında ilk otel şirketimizi
ve inşaat şirketimizi kurduk. Bir tanesi
Rixos Otel, diğeri de Sembol İnşaat. Bugün
bu iki şirket, kendi alanlarında ülkemizin
önemli kurumlarından. Dünyanın değişik
yerlerinde faaliyet gösteriyor. Rixos’un
21 tane çalışan, 27 tane de inşası devam
eden oteli var. İnşallah önümüzdeki yıl 48
otele ulaşacağız. 2015’te 100 otel ile 30
ülkede olacağız. Sembol İnşaat da 15-16
bin çalışanı olan, dünyanın 10 ülkesinde
hizmet gören şirketimiz.
“Usta çırak ilişkisine inanıyorum”
Müteşebbislik çok önemli. Usta çırak
ilişkisine inanıyorum. Mutlaka doğup
büyüdüğünüz ortamın önemi var. Eğer
babam perakende ile uğramasaydı, beni
yanına alıp mal almak için götürmesey-
di, köye mal satmaya gitmeme fırsat
vermeseydi belki bu ruh bende olmaya-
caktı. Bu etkileşim çok önemli, doğdunuz
yer sizi alıp geliştiriyor adeta. Burada asıl
olan, sizin bu avantajınızı doğru şekilde
yönetmenizdir. Tezgahtar olarak başlamış
olabilirsiniz, biri ile karşılaşmış olabil-
irsiniz, babanız size ciddi bir sermaye
vermiş olabilir...Siz aslında organizasyon
yöneten bir lidersiniz. Siz aslında büyük
bir yükü sırtında taşıyan çok önemli bir
1...,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25 27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,...88
Powered by FlippingBook