Perder 35.Sayı - page 27

27
perder
YZB 2013
kaptansınız. Kaptansanız, kaptanlığın
bütün gerekliliklerini yerine getirmek
zorundasınız. Ben hayatımda bunu ciddi
anlamda hep ölçtüm, ölçmeye de devam
ediyorum. Bir sürü kuşa bilinçli ateş
etmek vardır, bu kurşunun kuşa değme-
sidir. Bir de bilinçsiz ateş etmek vardır,
bu da kuşun kurşuna değmesidir. Kaptan
sıfatı taşıyorsanız bunun gerekliliklerini
dört dörtlük yerine getiriyor olmanız sizi
başarıya götürür. Gemiyi bir limandan bir
başka limana götürme sorumluluğunu
taşıyan insan hava şartlarını, dalgaları
ön görmek zorundadır. Geminin içinde
bir isyanın olup olmayacağını ön görmek
zorundadır. Gemide çalışanların özel-
liklerini dört dörtlük bilmek zorundadır.
Yiyecek içecek ihtiyacını doğru stoklamak
zorundadır. Geminin yakıtını iyi görmek
zorundadır. Yolda başına gelebileceklere
karşı hazırlıklı olmak zorundadır. Hatta ve
hatta gemiyi kullanırken geçireceği bir
kalp krizine karşı ikinci kaptanı hazırlamak
zorundadır. Eğer bunları yapıyorsa gem-
inin karşı limana varması mümkün. Ben
evde çalışırken kızlarım baba yine ödev mi
yapıyorsun diyorlar. Evet ödev yapıyorum
diyorum. Ne zaman bitecek diyorlar. Ben
bu kaptanlık makamında oturduğum
sürece bitmeyecek diyorum.
“Dünyaya açık olmak lazım”
Dünyadaki gelişmeler o kadar baş
döndürücü, rekabet o kadar zorlaştı ki;
bunu en iyi yapan kazanıyor, yapamayan
kaybolup gidiyor. 15 yıl önce Antalya’da
zirvede gördüğümüz ağabeylerimiz vardı.
Acaba bir gün bu ağabeylerle oturabilir
miyizin hayalini kurardık. Bu ağabeylerim-
iz yok şimdi. Niye yoklar? Çünkü durdular.
Onlar sandılar ki, bu seviyeyi hep koruy-
abilecekler. Ama alttan gelenler yürüdü,
onarı geçti. Dünyaya çok açık olmak lazım.
Bana, ne yapıyorsun peki? diye sorabilir-
siniz. Benim çok kilo alma gibi bir hakkım
yok. İstediğim zaman işe gitme gibi bir
hakkım yok. Yöneticilerimle istediğim gibi
konuşma hakkım da yok. İstediğim insanı
alıp, istediğim zaman kovma hakkım da
yok. Çocuklarımla nasıl uğraşıyorsam,
ailemle ilgili tedirgin oluyorsam, çalışan-
larım için de bunu yapmak zorundayım.
Kurumlarımda her şeyi dört dörtlük
yapmak zorundayım. Madem kaptanım,
sabah gemimin başına gittiğimde bütün
bu sorumlulukları yerine getirmeliyim.
Nedir bunlar? Lisan bilmem gerekiyorsa
öğrenmek zorundayım. Rusya’ya gidip
gelmeye başladığımda, Azeri kardeşlerimiz
tercümanlık yapıyordu. Ben anlatıyorum,
bekliyorum ki; adamın yüz hatlarında bir
gevşeme olsun. Bakıyorum olmuyor. Sonra
anladım ki, ben başka bir şey söylüyorum
tercüman daha farklı bir şey söylüyor.
Sonra ben bu coğrafyayla iş yapacaksam
bu dili öğrenmem lazım dedim.
Ben yıllarca şunun araştırmasını yaptım;
insanlara gittim, bana öğretin dedim,
kapılarında bekledim. Şu ana kadar
anlattıklarımda eğer varsa bir başarı, bu
prensiplerden dolayı olan bir başarıdır.
Başarı kıyasladığınız kişilere göre de
değişim gösterir. Bu tabi tek başımıza
yapabileceğimiz bir şey değil. Hep şuna
inandım; markalar ortak kültürlerin değeri,
müteşebbislerin tek başlarına yapabil-
dikleri şeyler değil. Eğer öyle olsaydı, bir
çok ülkenin çok fazla dünya markası olur-
du. Markalar fuarına katıldım. Türkiye’nin
irili ufaklı 150 tane, Almanya’nın 35.000
tane, Fransa’nın 30.000 tane markası var.
Niye onlar 30-35 bin marka yapıyor da biz
yapamıyoruz? Ama biliyorum ki, Türkiye
bunu gerçekleştirecek. Sizler, bizler bunu
gerçekleştirmek zorundayız. Dolayısıyla
bununla ilgili ciddi temeller, altyapılar
kurgulamak zorundayız. Marka olmanın
inanılmaz avantajları var. Yeni bünyeye
aldığımız otellerle 1 milyar Dolara yakın
sözleşme imzalandı. Bizim Rixos olarak
ortaya koyduğumuz para 1 Lira değil.
Dünyanın değişik yerlerinden insanlar
proje yapıyor, arsa alıyor, izin için devletin
peşinden koşuyor. Bize de diyorlar ki, gelin
markanızı koyun.
“Türkiye’nin müteşebbisine güven
vardır”
Davos’ta yaşadığım bir şeyi sizlerle
paylaşacağım. Orada yeni bir tesis açtık.
Dünyanın başarılı ilk 5-6 insanını orada
misafir ettik. Yemek bitti, garson geldi
dedi ki; ne içersiniz? Beşi birden Türk çayı
istiyoruz dedi. Ülke tanıtımı için, ekono-
mik değer için, gurur duymanız için çok
önemli bir platform. Ama biz daha bir
tane markacığız. Bunu ne kadar çoğaltır-
sak, ülkemize o kadar katkı
sağlamış oluruz. Ben buraya
çıkıp sizlere hitap edebilme
hayalini dahi kuramazdım. Ne
şartlar ne sıkıntılarla buraya
geldik. Ama Türkiye bugün
ayrı bir Türkiye. Türkiye
bugün farklı bir yerde. Son 10
yılda yapılan başarılar ortada.
Türkiye dünyaya açıldı. Herkes
Türkler’le beraber olmak isti-
yor. Gün yoktur ki, bizi birileri
aramasın, ya Türkiye’de ya
Türkiye’nin dışında beraber
iş yapalım diyen. Türkiye’nin
müteşebbisine, emekçisine,
çalışanına da güven vardır.
Bunu sadece iş adamlarına
istinaden söylemek istiyorum.
Rasyonel bir çalışmayla bunu
taçlandırabiliriz.
1...,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26 28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,...88
Powered by FlippingBook