 
          dosya
        
        
          67
        
        
          Birinci kuşaklara yoğun bir saygım söz konusu. Hemen hepsinin
        
        
          ceplerinde, köy ya da kasabadan büyük şehre göç ve sonrasında bir
        
        
          kitap dolusu mücadele ve başarı öyküsü var. Bu mücadele ve başarı
        
        
          öyküsü, saygıyı yeterince hak ediyor. Ayrıca kendi aralarındaki saygı
        
        
          hiyerarşisini de gıptayla izliyorum.
        
        
          
            Hızlı adapte olabilme…
          
        
        
          Birinci kuşakların en güçlü yanları, tartışmasız bir şekilde tecrübeleri ve
        
        
          hayata karşı dirayetli durabilmeleri. Diğer güçlü ve çok önemli bir unsur
        
        
          ise, içinde bulunduğumuz sektör temsilcileri üzerinde bıraktıkları olumlu
        
        
          ve saygın etki. Yine de şunu belirtmeliyim ki; tecrübe her ne kadar güçlü
        
        
          bir yön olsa da, gölgesi hep üzerinizdedir ve bu gölge sizi bazen aşırı
        
        
          güneşten korusa da bazen de güneş ışığından mahrum bırakabilir. Yani
        
        
          sizi her zaman ileriye götüren bir unsur değildir tecrübe, bu sebeple
        
        
          tecrübeye doğrudan güvenmek yerine sorgulayarak ve alıntılar yaparak
        
        
          kullanmak gerekir. İkinci kuşağın en güçlü yanları, değişen ve gelişen
        
        
          dünyaya hızlı adapte olabilme özellikleridir. İnovasyonun, markanın,
        
        
          teknolojinin yoğun konuşulduğu içinde bulunduğumuz yıllarda bu
        
        
          hızlı adaptasyon özelliği çok kritik ve önemli bir özelliktir. İçinde
        
        
          bulunduğumuz perakende sektörü, aşırı dinamik ve hızlı bir sektör.
        
        
          İkinci kuşağın bir diğer önemli özelliği, dinamik yapılarıyla sektörü
        
        
          yaşayabilmeleri ve taşıyabilmeleridir. Fİkinci kuşağın en büyük avantajı;
        
        
          içinde bulunduğu sektör içerisinde sermayesiyle, saygınlığıyla, sağlam
        
        
          zeminiyle ve çok önemli olan piyasa kredisiyle halihazırda kendine
        
        
          sağlam yer edinmiş bir şirket bünyesinde rol oynamaları ve kendi
        
        
          vizyon ve eğitimleriyle birlikte şirketlerini daha büyük bir marka haline
        
        
          getirebilme şanslarının bulunmasıdır.
        
        
          
            Birinci kuşak soğukkanlı ve dirayetli
          
        
        
          Yeni yönetim anlayışlarının ve yeni projelerin şirkete enjekte edilmesi
        
        
          konularında zaman zaman çatışma yaşayabiliyoruz. Birinci kuşak,
        
        
          bazı yeni projelerin şirket işleyişine zarar vereceğinin tedirginliğini
        
        
          yaşayabiliyorlar. Alışkanlıkları ve teamülleri bozmak istemeyerek,
        
        
          gelenekselci davranabiliyorlar. Şirketi hayatlarının belki de en
        
        
          önemli bir parçası olarak gördükleri için de hata yapmaktan ve yapıyı
        
        
          değiştirmekten tedirgin oluyorlar. Birinci kuşak temsilcilerinin en çok
        
        
          örnek aldığım davranışları, sıkıntı ve kaos süreçlerindeki soğuk kanlı ve
        
        
          dirayetli duruşları. Bu davranışı model alarak, şirket içi yönetimde daha
        
        
          ideal bir olgunlaşma süreci yaşadığıma ve şirket yapısı içerisinde daha
        
        
          saygın bir yer aldığıma inanıyorum.
        
        
          Ramazan Ulu
        
        
          Snowy Ulu Kardeşler
        
        
          Yönetim Kurulu Başkanı
        
        
          Zor şartlarda bu günlere getirdiğimiz işimizi gençlere emanet etmekten korkuyoruz
        
        
          bazen. Orda cesaretli olmalıyız. İkinci kuşaklara güvenmeliyiz. İşin püf noktalarını
        
        
          gençlere aktarmalıyız. İşin yürütülmesi için ikinci kuşaklara yetki vermeliyiz.  Öncelikle
        
        
          yaptıkları işi benimseyecekler ve sevecekler. İşinizi severek yapmazsanız başarılı
        
        
          olamazsınız. İkinci kuşakları yetiştirerek, işlerimizi gönül rahatlığıyla teslim edebilmeliyiz.
        
        
          Ben, haftanın iki günü ofise geliyorum. Güvenmesem gelmeden duramam. Kendimden
        
        
          daha çok gençlere güveniyorum. Ben şahsen hem yeğenimi hem de oğlumu iyi
        
        
          yetiştirdiğimizi, bu sektörü kendilerine benimsettiğimizi ve sevdirdiğimizi düşünüyorum.
        
        
          En keyifli sektörlerden bir tanesinde faaliyet gösteriyoruz. Yaptığımız işi keyifli hale
        
        
          getirebilmek de, sorunlar yumağı haline getirebilmek te bizim elimizde. Keyifli hale
        
        
          getirdiğimiz takdirde bunun mutluluğunu yaşarız. Öteki türlü ona ne zaman yeter ne güç.
        
        
          İkinci kuşağın yetkileri var. Mesela farklı bir alanda iş yapacağız. İkinci kuşak, alt yapısını
        
        
          çalışır, hazırlar ve bize sunar. Biz de onlara güvendiğimiz için evet deriz. Bağımsız bir iş
        
        
          yaptıklarında da onlara müdahale etmeyiz. Çünkü güveniyoruz. Paylaşarak iş yapmak
        
        
          bizim şirket kültürümüz. Herkesin içine sinmesi ve iyi sonuç alınabilmesi adına işleri
        
        
          paylaşarak yürütüyoruz.
        
        
          Birinci kuşak olarak ben, teknoloji konusunda çok yeterli değilim, hatta hiç değilim.
        
        
          Gençlerle kendimi kıyasladığımda çok zayıfım.
        
        
          İşİn püf noktalarını
        
        
          gençlere aktarmalıyız