Perder Dergisi 42. Sayı - page 91

karşı daha duyarlı ve bilinçli olmasını sağlar.
Eğitim, önemli bir toplumsal değişim aracıdır.
Dolayısıyla eğitim her ülkenin toplumsal,
ekonomik, politik ve kültürel değerlerinden
kopuk olmamalıdır ve de temel evrensel hak
ve özgürlükler üzerinden şekillenmelidir.
“Eğitim, doğal bir haktır”
Eğitim hakkının yaşama geçirilmesinde
ya da toplumlarda bireyin eğitim hakkının
yaşam bulmasında belirli koşullar dayanak
oluşturmaktadır. Örneğin, eğitim hakkının
yaşama geçirilmesinde bir koşul kamu
finansmanı ise, bir diğer koşul eğitimin
bilimsel, demokratik, laik ve nitelikli olmasıdır.
Bir diğer koşul ise, insanların kendi dil ve
kültürlerini geliştirmelerini sağlayacak bir
yöntemin izlenmesidir.
Eğitim hakkının gelişim ve uygulama
süreçlerinin küçük bir tarih yolculuğuna
baktığımızda dünyada özellikle Fransa ve
sanayi devrimi ile birlikte eğitim hakkının
kullanılmasında bir ivme kazanıldığı görülür.
İnsanlık tarihinin her döneminde eğitimin var
olduğu görülür; ancak Fransız Devrimi’nden
sonra eğitimin bir hak olarak kabul görüldüğü
karşımıza çıkmaktadır. Fransız Devrimi’nden
önce eğitimden, özellikle ayrıcalıklı kesimler
olarak tanımlayabileceğimiz soylular ve
aristokratlar yararlanabiliyordu. Fransız
Devrimi sürecinde ise, eşitlik özgürlük ile
birlikte eğitiminde doğuştan gelen doğal
bir hak tanımlanması içerisine alındığını
görüyoruz.
Türkiye'de, aynı tarihsel yolculuktan kısa bir
kesit aldığımızda Osmanlı İmparatorluğu’nda
eğitimin kamusal bir görev olarak
algılanmasının ilk defa 1839 tarihinde
Tanzimat Fermanı'nın yayınlanmasından
sonra gündeme geldiğini görüyoruz. 1869
Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nde ise,
İlköğretimin tüm vatandaşlara zorunlu ve
parasız sağlanacağı ilan edilmiştir.
Cumhuriyetin ilanı arifesindeki İzmir İktisat
Kongresi’nde yeni bir ulus inşa etmek
hedefi eksen alınarak, bu temelde bir
eğitim anlayışının tohumları atılmış oldu.
Cumhuriyet’in ilanı ile başlayan yeniden
yapılanma süreciyle birlikte 3 Mart 1924
tarihinde Tevhidi Tedrisat Kanunu çıkarılarak,
bütün okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na
bağlanmıştır. 20 Nisan 1924 tarihinde kabul
edilen Teşkilatı Esasîye Kanunu’nun 87.
maddesinde "İlköğretim bütün Türkler için
mecburi ve devlet okullarında parasızdır.
“denilerek, Cumhuriyet döneminde ilköğretim
zorunlu kılınmıştır.
“Eğitim hakkının kullanımı
atlanmamalıdır”
Günümüze kadar süren eğitim hakkının
gelişim süreçleri ile ilgili diğer tarihi
başlıkları bir kenara bırakarak bugüne
bakalım. Günümüzde iletişim olanaklarının
yarattığı bilgi erişim kolaylığına rağmen
eğitim hakkının kullanımı atlanmamalıdır.
Bütün ülke vatandaşlarımızın eğitim
hakkına erişim konusunda her türlü kamu
desteğinin sağlanması tarihi bir öneme
sahiptir. Unutulmamalıdır ki, ülkeler kendi
vatandaşlarının eğitim hakkına erişimi
önündeki engelleri kaldırmadan gelişmiş
toplum düzeyine ulaşamazlar. Bu bilimsel
gerçeklik ışığında, değişim ve dönüşümün
lokomotifi olan eğitim süreçlerini yaşamın
her alanında uygulamak sorumluluk ve
zorunluluktur.
TPF olarak, perakende sektörümüzde
eğitimmeşalemizle ülkemizin dört bir
yanını aydınlatma çabamızın gizemi bu
sorumluluk duygumuzdan ve inancımızdan
kaynaklanmaktadır.
1...,81,82,83,84,85,86,87,88,89,90 92,93,94,95,96,97,98,99,100,101,...140
Powered by FlippingBook